Haber ve fotoğraflar: Emsal Tuncer
İstanbullar için trenle yolculuk hep var olmuştur. Eski trenlere koşturan İstanbullulardan Marmaray açıldıktan sonra Cankurtaran, Kumkapı, Yenikapı, Kocamustafapaşa ve Yedikule’de oturanlar bir garip kalmıştı. 11 yıllık hasretten sonra yeni eklenen Cerrahpaşa İstasyonu ile trenlerine koştular.
İstanbul’un Avrupa’ya açılan İstasyonu olan Sirkeci Gar’ından kalkan Sirkeci Kazlıçeşme treni 15 gün boyunca ücretsiz olarak İstanbullu tren sevdalılarına “merhaba” dedi. İçinde Demiryolu Müzesi’ni de barındıran Sirkeci İstasyonu’ndan biniyoruz trenimize. Orient Ekspresi’nde Cinayet filmi de burada başlamıştı. Bu trende henüz film çekilmedi ve neyse ki cinayette işlenmedi. Güzel sevdaların filmlerine öyküler çıkarsın bu tren.
İkinci istasyonumuz Cankurtaran. Ah, rahmetli Erol Taş’ın kahvesi de halen duraydı. Söyle yokuş yukarı tarihe yolculuk yapmadan bir çayımızı yudumlayabilseydik. İstasyondan baktığımızda Ayasofya ve Sultanahmet Camilerini görebiliyoruz. Kısacık bir yürüyüş ile İstanbul’un en turistlik bölgesine varabilirsiniz.
Üçüncü istasyon ise rakı ve balığın buluştuğu Kumkapı. “Eski meyhaneler mi kaldı?” diyenleri duyar gibiyim. Ama yine de yenilenen evleri, balık mekanları ile çok da vazgeçilemeyen yerlerden Kumkapı. Sahile doğru giderseniz Çatladıkapı da mini bir mola da verebilirsiniz.
DIŞI NOSTALJİK İÇİ YENİ
Biz treni terk etmeyip dördüncü istasyon olan Yenikapı’ya geldik bile. Burada daha yoğun bir yolcu trafiği gözümüze çarpıyor. Marmaray, Hacıosman Metrosu ve Esenler ile İstanbul Havalimanı metrolarının kesişim noktası yolcu trafiğini de arttırıyor. Bedava olmasına rağmen binilebilir durumda halen. Bu arada vagonlar dışıyla tümüyle eski trenlerden fakat iç dizaynları yenilenmiş ve karşılıklı deri kaplı koltuklar yeni dizayna yenik düşmüş. Birde kışın üşüdüğümüzde hemen yanında oturup ısındığımız kaloriferleri peteklerini arıyor gözlerimiz.
Beşinci istasyonumuz, -Cerrahpaşa Tren İstasyonu- hattın yeni üyesi. Samatya ve Cerrahpaşa hastanelerine yakınlığı ile büyük bir kolaylık sağlıyor. Burada da öğrenci ağırlıklı bir yolcu trafiği göze çarpıyor. Diğer istasyonlarda binenlerin yaş ortalamasını birden düşüyor gençler. Orta ve üstü yaş grafiği 20 li yaşlara iniveriyor.
Kocamustafapaşa istasyonu hattın altıncı istasyonu ve Samatya’ya açılan bir kapı da denebilir. Burada inip balık ekmeğinizi eski bir mahalle ortamından çokta kopmayan meydanda yiyebilirsiniz. Alışkanlıktan mı olacak bilemiyorum Kumkapı dan daha sıcak gelir bana Samatya balıkçıları.
İSTANBUL GEZGİNLERİNİN POPÜLER GÜZERGAHI
Günümüz gezginlerinin önemli bir güzergahı olan Samatya-Yedikule gezilerine buradan başlayabilirsiniz ya da bir sonraki istasyon olan Yedikule’den buraya doğru yürüyebilirsiniz. Eski yıkık dökük olmalarına inat sevimli binaları, birçok kilisesi ile çok kültürlülüğü barındıran bir gezi sizleri bekliyor olacaktır.
Yedikule İstasyonu en geniş araziye sahip istasyon idi. Ve, bana hep Cengiz Aytmatov’un öykülerinden bir yer izlenimi yaratmıştır. Şimdi eski tren bakım yerlerinin yerinde yeni blok apartmanlar hemen göze çarpıyor. İstanbul’un birçok yerinde karşımıza çıkan eski ve yenilenen şehir manzarası burada da hakim. Bir yanında yıkılmamaya direnen eski mahalleler bir yanda yeni lüks konutlar. “Siz yine de Yedikule de inip, eski mahallenin tadına varın, ünlü HepSen Bakkaliyesi’nin fotoğrafını çekip Yedikule Müzesini gezin.” derim.
Ve geldik son istasyona Kazlıçeşme. Artık kazların olmadığı ve Marmaray ile yeniden inşa edilen istasyon sizi Marmaray’a bağlayacaktır.